Merhaba sevgili ziyaretçiler. Bu yazımda teknik olmayan ancak kesinlikle önemli gördüğüm bir konu olan Ahilik sisteminin öğretilerinden bahsetmek istiyorum. Ahilik yüzlerce yıl önce Türkler tarafından oluşturulmuş ve yüz yıllar boyunca sosyal adalet ve ekonomik refahın ülke sathına yayılmasını sağlamış en köklü ve sağlam sosyo-ekonomik sistemdir. Bugün ülke olarak ekonomimizde ve sosyal hayatımızda ulaşmayı hedeflediğimiz yüksek refah seviyesinin yol haritasının Ahilik öğretisinde gizli olduğunu düşünüyorum. Ahilik öğretisinin, felsefesinin ve sisteminin doğru anlaşılması ve gündelik yaşantımızdan ticari ilişkilerimize kadar eksiksiz tatbik edilmesi şarttır. Ahilik kültürü/sistemi Türk örf adetlerinin ve İslam ahlakının senteziyle ortaya çıkmış ve yüzyıllarca Türk-İslam ekonomisini ve sosyal yaşantısını düzenlemiştir.
Böylesine mükemmel bir sistemin halen ülkemizde uygulama alanı bulamamış olması çok üzücü ve büyük bir eksikliktir. Umarım çok uzun vadede olmamak kaydıyla ülkemiz için Ahilik sistemi adına birşeyler yapılır.
Kaynakçada vermiş olduğum siteden Ahilik teşkilatının temel bazı ilke ve kuralları ile ilgili birkaç satır birşeyler buldum ve burada sizlerle paylaşmak istedim. Konuyla ilgili akademik birçok çalışma da mevcut. Ulakbim'in Dergipark.gov.tr adresinde kelimeye göre arama yaparak birçok makaleye ulaşılabilirsiniz.
AHİLİK TEŞKİLATININ İLKELERİ
Ahilik teşkilatının ilkeleri kuralcı bir yaklaşımdan ziyade, gündelik hayat koşullarından ve Ahilik uygulamalarından çıkmıştır. Yani gerçeğin yaşanmasından; iş ve üretim hayatının gereklerinden doğmuştur. Sadece bir düşünce sistemine bağlı kalmadığından, hayatın gerçeklerini yakalamış ve bunlardan ilkeler üretilmiştir. Hayat ve düşünce ile uygulama bir odakta birleşmiştir.Ahiliğin tespit edilen ilkeleri şunlardır:
- Kendi ihtiyacı varken başkalarına vermek,
- Öfkelenince yumuşak davranmak,
- Yenici iken yenileni affetmek,
- Dünya yaşayışına bağlanmak,
- El emeğini, çalışmayı kutsal bir yaşama ilkesi haline getirmek,
- Herkesin bir iş yaparak Ahi topluluğu içerisinde yer alması,
- Bütün insanlara karşı sevgi ve yardım duygusu taşımak ve bunu gerçekleştirmek, hayata geçirmek, uygulamak,
- Kardeşlik dayanışması içinde; askerleri, üreticileri. emeçileri, esnafı birleştirmek ve böylece devleti güçlü kılrnak, sosyal adalet ve sosyal güvenliği gerçekleştirmek,
- Halkçı ve milliyetçi bir düzen içinde; eğemen, sömürücü güçlere karşı çalışan her kesimden halkın çıkarlarını savunrnak,
- Yabancıları ağırlamak, suçlu - suçsuz, hıristiyan veya müslüman kim olursa olsun kendilerine sığınanlara zanaat ve sanat öğretmek.
AHİ AHLÂKININ TEMEL İLKELERİ
- Doğru sözlü olmak,
- Emanete hiyanet etmemek, Cömert olmak,
- Gözünü kötü şeylerden sakınmak,
- İki yüzlü ve yiyicilerden uzak durmak,
- Kötülerden uzak durmak,
- Öfkelenmemek, (öfke gelince akıl gider)
Ahi ahlâkının sınırlamalarına göre, aşağıdaki olumsuz niteliklere sahip olanlar fütüvvet dışı olurlar, ayani ahi ocağının dışında kalırlar. Olumsuz huylarını, davranışlarını terk ederlerse ondan sonra ocağa alınırlar. Peştemal kuşanabilirler.
Fütüvvet kuralları çerçevesinde kimlere hangi şartlar altında peştemal kuşatılabileceğı nasıl etraflıca belirlenmiş ise, peştemal kuşatılmayacak olanlar da teker teker sayılmıştır. Merhum Cevat Hakkı Tarım’ın derlemelerine göre, Kamu meşayih bazı hasletlerinden dolayı şu on iki kişinin fütüvvet dışı kaldıklarını, eğer bu fiileri terk ederlerse onların da peştemal kuşanabileceklerini kabul etmiştir:
- İman ehli olmayan kafirler,
- Münafık olanlar,
- Sanatı gaib’e hükmetmek olan falcılar, müneccimler,
- Sarhoş eden içki içenler, zina ve livatada bulunanlar.
- Müslümanların açık yerlerine bakan tellaklar,
- Satış işlerinde halka zarar veren dellal’lar,
- Yalan vaad eden ve eksik arşın tutan çulahlar ve bütün sanatkarlar,
- Kalplerinde şefkat kalmayan ve işleri sadece kan dökmek olan kasaplar,
- Yürekleri taş gibi olmuş cerrahlar. Çünkü fütüvvet şefkat ve rahmetle müzeyyendir.
- Avcılar,
- Kurulu düzen dışı iş yapanlar, bozguncular,
- Mekulatı anbar (depo) edip kıtlık çıkaranlar; Madrabazlar karaborsacılar, vurguncular.
Ahilikte bulunan dört ana kapı
- Şeriat Kapısı: Dini kurallara dayalı hukuk düzenidir.
- Tarikat Kapısı: Yol, yönetim, iş ve düşüncede uyulacak kural demektir. Toplumsal, siyasal, ahlaki kurallardır.
- Hakikat Kapısı: (Gerçekçilik) İnsanın toplum içerisinde kişilik ve değer bulmasının esasıdır.
- Marifet Kapısı: Ustalık ve beceridir.
Ayrıca Ahi tarikatında açık ve kapalı olmak üzere altı ilke daha vardır:
Açık ilkeler:
1 - Alın, 2 - Kalp, 3 - Kapı.
Kapalı ilkeler:
1 - El, 2 - Bel, 3 - Dil.
Bunlar, Türk ahlakını özetler gibidir. Alın açıklığı; doğruluğu, dürüstlüğü, Kalp açıklığı; ikiyüzlü olmamayı, riyakarlıktan uzaklığı, dostluğu sevgiyı, Kapı açıklığı da konukseverliği ifada eder.
El; Kendine ait olmayan mala uzanmamayı, hırsızlık yapmamayı, hakkı olmayan paraya, mala tenüyzül etmemeyi, el ile üretim yapmayı, emeğin kutsallığını, bel; nefse egemen olmayı, dil ise yalan söylememeyi, doğru konuşmayı, tatlı dilli olmayı, çok okuyup güzel konuşmayı, kalp kırmamayı, kötü sözler söylememeyi, iftira etmemeyi ifade etmektedir.
Ahi şeyhlerinde bulunması gereken nitelikler, uyulması gereken koşullar da şunlardır:
- Hakk’a inanmak
- Halk içinde ölçülü, duyarlı olmak
- Benliğini öldürmek, bencillik etmemek
- Ululara hizmet etmek
- Buyruğu altmdakine yumuşak yürekle davranmak
- Dostlara öğüt vermek
- Dervişlere su vermek (sakilik etmek)
- Bilginlere karşı alçakgönüllü olmak
- Düşmanlara hoş görünmek
- Bilgisizin karşısında susmak.
"Taam yimekte yirmi erkan vardır."
Yani yemek yemeye ait yirmi kaide olduğunu söyleyip, bu kaideleri de şöyle sıralamaktadır:
Yani yemek yemeye ait yirmi kaide olduğunu söyleyip, bu kaideleri de şöyle sıralamaktadır:
- Sofraya oturmadan önce ve yemekten kalktıktan sonra elleri yıkamak, silmek.
- Yemek yenilen yere ayakkabı ile girmemek,
- Yemeğin dürüstlük ile kazanıldığından emin olmak,
- Yemeğe büyüklerden önce başlamamak ve yemeğe tabağın kenarından başlamak,
- Yemek yerken konuşmamak, ağzından tükürük saçmamak kaşınmamak.
- Yemek yerken öksürük tutması halinde ağzı elle değil mendille kapatmak.
- Yemekte küçük lokma almak, başkasının yediği lokmaları gözetmemek,
- Yemekte ağzı şapırdatmamak,
- Yemekte etin kemiklerini sofradakilere göstermeden tabağın arkasına saklamak v.b.
Bu kurallar, daha önce Türkler tarafından tertip edilen büyük toylarda, şölenlerdeki yemek yeme adaplarının devamı niteliğindeki kurallardir.
Su içmede üç edep vardir:
Su içmede üç edep vardir:
- Bardağı iki elle tutmak,
- Suyu üstüne dökmemek,
- Suyu dinlene dinlene içmek.
Elbise giyerken beş, evden çıkarken dört, mahallede yürürken dört, pazarda, çarşıda yürürken, alışveriş yaparken dört, misafirlikte üç, hasta ziyaretinde beş, tuvalete ve hamama giderken sekiz, yatarken dört olmak üzere birçok kural tespit edilmiştir.
Burgazi Fütuvvetnamesi’nde Ahi ahlakını meydana getiren kurallar şöyle sıralanmaktadır.
Burgazi Fütuvvetnamesi’nde Ahi ahlakını meydana getiren kurallar şöyle sıralanmaktadır.
- Ahiler birkaç iş veya sanatla değil yeteneklerine en uygun olan tek bir iş veya sanatla uğraşmalıdır.
- Ahi’nin emeğini değerlendirecek ve onurunu koruyacak bir işi özellikle bir sanatı olmalıdır.
- Ahi doğru olmalı, emeğiyle hakettiğinden fazlasını kazanma yoluna sapmamalıdır.
- Ahi işinin ve sanatının geleneksel pirlerinden kendi ustasına kadar bütün büyüklere içten bağlanmalı, sanatında, davranışlarında onları örnek almalıdır.
- Ahi bilgi sahibi olmalı, bilginleri sevmeli, onlara karşi küçük düşmemeli, aldığı bilgileri yerinde ve zamanında kullanmalıdır.
13. yüzyılda Burgazi tarafından kaleme alınan Burgazi Fütuvvetnamesi’ni, daha sonra diğerleri takip etmiştir.
Ahi Ahlakı’nı meydana getiren Fütuvvet kaideleri öğrencilere anlayacakları tarzda öğretilirdi. Bu kaideler şunlardır:
Ahi Ahlakı’nı meydana getiren Fütuvvet kaideleri öğrencilere anlayacakları tarzda öğretilirdi. Bu kaideler şunlardır:
- İyi huylu ve güzel ahlaklı olmak
- İşinde ve hayatında doğru, güvenilir olmak
- Ahdinde, sözünde ve sevgisinde vefalı olmak
- Sözünü bilmek, sözünde durmak,
- Hizmette ve vermede ayırım yapmamak,
- Yaptığı iyilikten karşılık beklememek,
- Güleryüzlü olmak,
- Tatlı dilli olmak,
- Hataları yüze vurmamak,
- Dostluğa önem vermek,
- Kötülük edenlere jyilikte bulunmak,
- Tevazu sahibi olmak,
- Hiç kimseyi azarlamamak,
- Ana’ya ve ataya hürmet etmek,
- Dedikoduyu terketmek,
- Komşularına iyilik etmek,
- İnsanların işlerini içten, gönülden ve güleryüzle yapmak,
- Başkasının malına hiyanet etmemek,
- Sabır ehli olmak,
- Cömert, ikram ve kerem sahibi olmak,
- Daima hakkı kullanmak,
- Öfkesine hakim olmak,
- Suçluya yumuşak davranmak,
- Sır saklamak,
- Gelmeyene gitmek, dost ve akrabayı ziyaret etmek,
- İçi, dışı, özü, sözü bir olmak,
- Kötü söz ve hareketlerden sakınmak,
- Maiyetinde ve hizmetindekileri korumak ve gözetmek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder